Türkiye’nin yüzde 82.1’i kafe ve restoranların enflasyon bahanesiyle fırsatçılık yaptığını düşünüyor
Areda Piar araştırma şirketi, Türkiye genelinde bin 100 kişiyle gerçekleştirdiği araştırmaya göre Türk halkının yüzde 23.8’i dışarıda kafe veya restoranlara gidip yeme içmeyi bir sosyalleşme aracı olarak görürken, yüzde 21.8’i keyifli vakit geçirdikleri bir zaman dilimi olarak değerlendiriyor. Çalışma hayatına katılımın artmasıyla birlikte evde geçirilen sürenin azalmasına karşı dışarıda yeme-içme tüketimi pratik bir çözüm olarak görülebiliyor. Araştırma sonuçları da bu durumu destekler nitelikte. Türk halkının yüzde 17’si dışarıda yeme-içmeyi bir kolaylık; yüzde 14.3’ü ise zorunluluk olarak görüyor. Ayrıca yüzde 9.8’i lezzet aracı, yüzde 8,6’sı rahatlama ortamı, yüzde 1.6’sı yeni bir keşif, yüzde 1.2’si için ayrıcalık olarak gördüğünü ifade ediyor.
Dışarıda yeme içmeyi sosyalleşme, keyif alma, yeni lezzet ve mekanlar keşfetme aracı olarak gören Türk halkı, restoran veya kafelere ağırlıklı olarak çay, kahve veya meşrubat gibi içecekler içmeye gidiyor ve bu oran yüzde 61.5 olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca yüzde 49.4’ü akşam yemeğine, yüzde 32’si öğle yemeğine, yüzde 21.4’ü kahvaltıya ve yüzde 12’si alkollü içecekler tüketmek için kafe ve restoranlara gitmeyi tercih ediyor.
Türk Halkının yüzde 88.3’üne göre kafe ve restoranların fiyatları çok yüksek
Araştırmaya göre Türk halkının yüzde 88.3’ü kafe ve restoran fiyatlarının çok yüksek olduğunu belirtiyor. Fiyatları yüksek bulanlar detaylandırıldığında ise yüzde 44.8’i fiyatları çok yüksek, yüzde 43.5’i fiyatların sunulan hizmete oranla oldukça yüksek olduğunu ifade ediyor. Fiyatların makul olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 6.1; bu konu hakkında fikri olmadığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 5.5 olarak karşımıza çıkıyor.
Hesap masaya gelince pişmanlık duygusu artıyor
Araştırmada, kafe ve restoran fiyatlarının artmasına bağlı olarak, dışarıda yeme içme oranlarının da azaldığı görülüyor. Katılımcıların yüzde 66.2’si, geçen yıla göre dışarıda yeme-içme anlamında daha az tüketime sahip olduğunu belirtirken yüzde 30.9’u ise geçen yıla oranla benzer sıklıkta dışarıda tüketim yaptığını söylüyor. Geçen yıla göre daha sık dışarıda yemek yediğini belirtenler ise yüzde 2,9 olarak araştırmaya yansıyor.
Son bir ayda, tek seferde en yüksek bir kişi için ödenen fiyat ortalamasının 553.5 TL olduğu görülüyor. Detaylara bakıldığında ise; yüzde 42.3’ü 250 – 500 TL, yüzde 22.7’si 0 – 250 TL, yüzde 21.7’si, 501 – 1000 TL, yüzde 8.2’s 1001 – 1500 TL ve yüzde 5.1’i son bir ayda, tek seferde en yüksek 2000 TL ve üzeri ödediğini ifade ediyor.
Katılımcılara hesabı ödedikten sonra yaşadıkları hissin ne olduğu sorulduğunda ise yüzde 33’ü pişmanlık duygusu, yüzde 11.2’si endişe, yüzde 3.2’si memnuniyet, yüzde 2.3’ü mutluluk, yüzde 2’si hafiflik ve yüzde 1.9’u da tatmin duygusu yaşadığını belirtiyor. Ayrıca yüzde 46.4’ü bu konuyla ilgili özel bir his yaşamadığını ifade ediyor.
‘Kafe ve restoranlar enflasyonu bahane ederek fırsatçılık yapıyor’: Boykot işe yarar mı?
Araştırmaya katılanların yüzde 82.1’i, kafe ve restoran işletmecilerinin enflasyonu bahane ederek fiyat yükselttiklerini ve bunu fırsatçılığa çevirdiklerini düşünüyor. Yüzde 17.8’i ise bu fikri desteklemiyor. Fiyat artışlarıyla ilgili özellikle sosyal medyada yayılan boykot çağrılarının çözüm olup olmadığı da araştırma soruları arasında yer alıyor. Buna göre katılımcıların yüzde 47.6’sı boykotun çözüm olabileceğini düşünürken yüzde 24.1’i kısmen işe yarayacağını ve yüzde 28.2’si ise boykotun bir karşılığı olmadığı görüşünde.
Araştırmanın metodolojisi iseTürkiye genelinde 1.100 kişinin katıldığı 22-25 Nisan 2024 tarihleri arasında yapılan araştırma, kantitatif araştırma yöntemlerinden CAWI tekniği ile “Areda Piar’ın Profil Bazlı Dijital Paneli” kullanılarak gerçekleştirildi.